Camiler

Anadolu Selçuklu Sultanlarından II. Gıyaseddin Mesut (1282 – 1298) zamanında yaptırıldığı kabul edilen caminin pek çok onarımlar gördüğü bilinmektedir. Son olarak 1967 yılında tümü ile ele alınıp ana plana uygun olarak yaptırılan caminin minaresi, mihrap önü kubbesine geçişi sağlayan mukarnaslı tromplardan bir kaçı ve asıl ibadet alanına açılan iki kapı orijinal yapıdan kalmaktadır. Caminin kuzey doğusunda bulunan minaresinin kaidesinde geçirdiği son büyük onarımı belgeleyen 1850 tarihli kitabe bulunmaktadır. Kare kaideli minarenin sekiz yüzlü pabuçluğunda ve yuvarlak gövdesinde geometrik ve bitki motifli mozaik çiniler Anadolu Selçuklu çinilerinin ilginç özelliklerini sergiler. Ayrıca caminin son cemaat yerinde beş kitabe mevcut olup, bu kitabelerden mihrabın iki yanında yer alanlar Osmanlıca iki ferman metnidir ve kadınların çalışma düzeni ile ilgilidir. Mihrabın hemen üstündeki kitabe Arapça bir kümbet kitabesidir ve 619/1222 tarihlidir. Dış duvar üzerindeki kitabe ise bir medrese kitabesidir, 1293/1820 tarihlidir. Son cemaat yerinin batı duvarındaki kitabe tamamen okunamamıştır.

PULUR (GÖKÇEDERE) FERAHŞAT BEY CAMİİ: Demirözü ilçesine bağlı Pulur (Gökçedere) kasabasında Akkoyunlulardan Korkmaz Beyin oğlu Ferahşat Bey tarafından 1517 M. (923 H.) yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Yapı Osmanlı mimarisindeki tek kubbeli cami tipindedir. İki renkli kesme taşlardan özenle yapılmış olan caminin dışardan değişik malzeme kullanımı açısından ilk dikkati çeken yerlerinden birisi tuğladan minaresidir. Ferahşat Bey yapılar topluluğunun cami, medrese, han, hamam, imaret ve konuk evinden oluştuğu bilinmektedir .Günümüzde han , imaret ve konuk evinden hiçbir iz kalmamış olup hamam ise harabe durumdadır.

SÜNÜR (ÇAYIRYOLU) KUTLU BEY CAMİİ : Akkoyunlular’ın kurucusu Turali Bey oğlu Fahrettin Kutlubey tarafından yaptırılan caminin, kapısı üzerindeki kitabeden M.1550 (H.957) yılında onarıldığı anlaşılmaktadır. Caminin minaresi ise M.1676 (H.1087) tarihli bir kitabeye sahiptir. 1548 de İran Şahı Tahmasp ordusu ile bu bölgeye hücum ederek etrafı yağma ettikleri gibi rast geldikleri insanları öldürmüşlerdir, bazı cami ve medreseleri yıkmışlardır. Bu arada Kutlu Bey Camii de tahrip edilmiştir. Cami ayrıca Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1550 yılında) onarım geçirmiştir.

YUKARI HINZEVEREK (ÇATALÇEŞME) CAMİİ : Demirözü ilçesi Çatalçeşme köyünde bulunan caminin üzerinde kitabe mevcut değildir. Ancak Pulur ve Sünür’e yakın olması ve taşıdığı özellikleri itibariyle birbirine benzemesi caminin bir Akkoyunlu eseri olduğu kabul edilmektedir. Cami değişik zamanlarda onarım görmüştür.

YAKUTİYE (YENİ) CAMİİ : Bu cami Bayburt Cumhuriyet Caddesi üzerinde, eski Yakutiye Medresesinin bulunduğu alan üzerindedir. Vakıflar Genel Müdürlüğünün ve Bayburt halkının yardımlaşması ile 1913 - 1915 yılları arasında yapılmıştır. Cami ve minaresi tamamen kesme taştan olup, işçiliği taş işleme sanatının güzel örneklerindendir.

ZAHİT EFENDİ CAMİİ : Merkez Zahit Mahallesinde bulunan cami 1514-1515 tarihleri arasında bu gün aynı mahalleye ismi verilen Zahit Efendi tarafından yaptırılmıştır. Birkaç kez onarım gören cami ve minaresi orijinal yapısını muhafaza etmektedir. Evliya Çelebi Bayburt’u ziyaretinde bu camiden bahsetmiştir.

PULUR (GÖKÇEDERE) MEDRESESİ : Pulur Camii avlusunda bulunmakta olan ve L şeklinde tek katlı bir yapıdır. Ferahşat Bey tarafından yaptırıldığı sanılan Medrese daha sonra Akkoyunlu soyundan Süleyman Bey tarafından onarılmıştır. Medresenin 1517 yılında bitirildiği sanılmaktadır. Medresenin girişlerinde Farsça beyitler mevcuttur.

BEDESTEN (TAŞHAN) : Bayburt Bedesteni Ulu cami yakınında ve çarşı içerisindedir. Ne zaman yapıldığı belli değildir. Geçirdiği bir yangından sonra kitabeleri kaybolmuştur. Bu gün depo olarak kullanılan Bedesten üç bölümden meydana gelmektedir. Evliya Çelebi XVII. Yüzyılı başında Bayburt’u ziyaret ettiğinde bu Bedestenden “Gayet, süslü ve zarif” diye bahsetmektedir.