Oyunlar

BAYBURT’TA YEREL SEYİRLİK EĞLENCE TÜRÜ OYUNLAR

Yurdumuzun her yöresinde olduğu gibi , Bayburt’ta da o yöre insanlarının fikir ruh ve mizahi açıdan zekâsını ortaya koyan bir çok oyun vardır . Oynanan oyunlar , belli bir yaş gurubunca oynanır ve o gruba hitap eder . Bayburt’ta oynanan ve seyirlik eğlencelik oyunlar üç ana bölümde incelenebilir :

1 – Çocuk oyunları

2 – Kadın oyunları

3 – Erkek oyunları


Şimdide bu oyunlar hakkında bilgi verelim .

ÇOCUK OYUNLARI

Çocuk oyunları mahalle veya köyün boş bir sahasında oynanır . Genelde oyunların tümünde “ebe” diye tabir edilen ve oyunu yöneten bir çocuk bulunur . Ebe oyunun ceza ve ödüllendirilmesi ve akışını yönlendirir , ebe oyundan oyuna değişebilir . Yörede oynanan çocuk oyunlarından bazıları şunlardır :

1 – Alda vur , 2 – Arabir , 3 – Aşuh oyunları , 4 – Kırdı kırdı , 5 – Tugara gördüm , 6 – Konç , 7 – Lep , 8 – Tıka , 9 – Yersiz , 10 – Bilye oyunları , 11 – Emen , 12 – Gubbe , 13 – Haray , 14 – Deveci vb.

Tugara gördüm : Oyuncu sayısı en az sekiz olmalıdır . Oyuncular iki gruba ayrılır . Oyun daha ziyade Ramazan gecelerinde oynanır . Oyuncuların haricinde bir de hakem vardır . Oyuncu grupları arasında yazı tura atılarak ebe grup seçilir . Hakem ebe grupla kalır . Burası emendir . Diğer grup kaçarak saklanır . Bir süre sonra hakem “azat ederim” diye bağırır , ebe grup saklanan arkadaşlarını aramaya koyulurlar.

Hakem ebelerin bulundukları yeri saklanan arkadaşlarına yüksek sesle bildirir. Mesela “Cami önündeyiz , falan sokağa gidiyoruz” vb. gibi . Ebe grup , diğer arkadaşlarından birini görürse “Tukara gördüm...Gördüm” der emene doğru koşar . Görülen oyuncu yanış olur . Saklanan oyuncular ebelere görünmeden sırtlarına atlamaya çalışırlar . Ebeyi yakaladıklarında emene kadar binerler. Şayet ebeler saklanmış olan arkadaşlarından önce emene koşarlarsa diğer , çoğunluğa bakılır . Çoğunluk ebelerde ise , ebe grubu değişir , diğer grup ebe olur , oyun tekrarlanır .

Aşuh (Aşık) oyunları : Tarihi çok eski bir çocuk oyunu olan ve günümüzde artık çocukların pek oynamadığı aşuk’tan bahsetmenin kültür değerlerimiz açısından önemli olduğuna inanıyoruz , şöyle ki oyunda geçen bir takım deyimler Kaşgarlı Mahmud’un 1068 – 1072 yılları arasında yazdığı bilinen Divanı Lügat – it Türk’te geçmektedir.

Koyun , keçi , oğlak ve küçük danaların ayaklarından çıkan aşıklar , çocuklar için birer oyun aracıdır . Aşıklar genelde boya ile boyanır , sağaların belleri bakır telle sarılır ve ortaları delinerek ağır olması için kurşun akıtılır . “Sağa” tabir edilen ağır ve büyük aşıklar oyuncunun elindeki seçilmiş aşıktır , her oyuncunun bir sağa’sı vardır .

Sokakta ve evlerin damlarında oynanan , aşuk oyunlarını sadece erkek çocuklar oynar . Aşuklşarın yüzleri çiğ , seg , tög , mire , alçı gibi isimler alırlar . Bir daire içersine dizilen aşıklar birkaç metre uzaktan sağalarla atılarak daireden dışarıya çıkarılmaya çalışılır , bu oyuna “çızı oyunu” denir . Çizgi dışına çıkarılan her aşuk , çıkaran oyuncuya ait olur . Aşuk çıkarmayan oyuncu , oyunu rakibine bırakır , böylece aşukların tamamı daire dışına çıkıncaya kadar oyun devam eder . Aşukları biten çocuğa “uduzdun” denir . Bu oyundan başka “mire” diye tabir edilen bir başka oyun şeklinde ise ortaya oynayan oyuncu sayısı kadar aşuk dizilir . Dizilen bu aşuk kümesine birkaç metreden sağa denilen aşukla şeğleme yapılır . Aşuk “mire” gelirse kümenin olduğu yerden bunu vurmak için diğer oyuncular sağalarını atarlar , vuran çocuk diğerlerinden birer aşık alır mire gelen sağa vurulmazsa sahibi diğer oyunculardan birer aşuk alır . Şeğlenen aşuk mire gelmezse diğer oyunculardan küme etrafında aşuklarını şeğlerler . Sonra bir çocuk tarafından aşuk kümesine sağa ile atış yapılır . Küme dağılırsa sağanın yüzlerine uyan aşuklar , oluşuncaya kadar vurulur sonra tekrar küme kurulur . Kazanan oyuncu arkadaşlarından birer aşuk alır oyun böyle devam eder .

KADIN OYUNLARI

Kadınların özellikle genç kızlarımızın kendi aralarında oynadıkları bu oyunlar önemli günlerde sergilenir . Oyular genel olarak kuralları ve kültür öğelerinin ışığı altında oynanır . Genç kızların ve kadınların sundukları oyunları yaşlılar izleyici olarak izleler . Kına gecelerinde oynanan oyunlar genellikle damat tarafından gelen “Yenge” tabir edilen kişilere yönelik olarak düzenlenir ve yengeler tarafından oyun düzenlere bahşişler verilir. Ayrıca Bayburt’ta insanları bir araya getiren önemli günleri “herfene” deyi tabi edilen bir buluşma şekli vardır. Mesela genç kızlar her hangi bir günde kendi aralarında anlaşmak suretiyle her kez kendisine uygun hazırladığı yiyecekleri getirerek eğlence düzenlenir . Bu günkü bayanların kendi aralarında “gün” diye ifade ettikleri olay Bayburt’ta yıllardan beri eski bir Türk geleneği olarak “herfene” adı altında devam etmektedir . Bazı kadın oyunları :

1 – Yüzük bulma

2 – Mendil kaybetme

3 – Nesi var

4 – İs

5 – Hoca vb.

ERKEK OYUNLARI

Erkek oyunları da diğer oyunlar gibi belirli kaideler içerisinde oynanır . Genellikle önemli günlerde mahalle veya köyde bir araya gelen gençler eğlenmek , hoş vakit geçirmek amacıyla oyunlarını sergilerler . Erkek oyunlarında oyunlar oynanırken “ebe” veya “delikanlı başı” oyunları yönetir ve yönlendirir . Oyun alanında bulunan her kez oyuna katılır ve oyun sonunda verilen cezaya en yaşlı kişinin hakemliğinde ceza hafifletilebilir . Gençlerin oyunlarına örnek verecek olursak , 1 – Her kez benim gibi olsun , 2 – Dişçi , 3 – Kabak , 4 – Berber , 5 – Vızdız , 6 – Sivri sivri , 7 – Karalı , 8 – Bezir çıkarması , 9 – Minder altı , 10 – Kalaycı ve körüğü vb.

Herkes benim gibi olsun : Bayburt’ta sağdıç gecelerinin güzel oyunlarından biridir . İzin alınmadan ve gizlice oyuna başlanır . Oyunu yapacak kişiler gizlice dışarı çıkarlar , biri belinden yukarı soyunur ve palaska elinde koşarak gençlerin bulunduğu odaya girer , elinde ki palaskayı sağa sola vurarak “herkes benim gibi olsun” diye bağırır . Toplulukta bulunanlar bir taraftan belden yukarı çıkarırken , palaskadan nasiplerini almamak için sağa sola doğru koşarlar . Herkesin belden yukarısını soyunduğu anda , dışarıda bekleyen ikinci kişi içeri girer ve “herkes benim gibi olsun” diyerek çıplak olanlara vurmaya başlar. Çıplak olanlar palaskadan kurtulmak için acele giyinmeye çalışırlar ve herkes giyindiğinde oyun biter .

Cirit : Gençlerin oynadıkları oyunları sayarken , onların büyük tutkusu ata yadigarı ciritten de bahsetmeden geçilmeyeceğine inanıyoruz , ata sporlarımızdan biri olan cirit yıllarından beri Bayburt’ta oynanmaktadır . Uzun zaman boyunca , geleneksel bir kimlik içerisinde kendi koydukları ve oluşturdukları kurallarla yapılan cirit oyunu , günümüzde kurulan Atlı Spor kulüpleri vasıtasıyla Geleneksel Spor Dalları Federasyonuna bağlı Atlı Cirit Müsabaka talimatı doğrultusunda yürütülmektedir .

Atlı Cirit Müsabakaların da her takım 7 asıl ve 2 yedek atlı sporcudan oluşur . Oyuna en az 7 atlı sporcu ile başlanır . Oyun 40 dakikalık iki devre halinde 80 dakika oynanır , 10 dakika devre arası verilir . Oyun esnasında atlı oyuncu sayısı 5’den aşağı düşerse o takım yenik sayılır .

Nizami 40 x 120 metre ebatlarında ki düzenlenmiş taşsız az kumlu sahalarda oynanır , ciritçi eline 110 cm uzunluğunda , oval başı 3 cm’den arkaya doğru 2 cm olacak şekilde hazırlanmış ahşap sopa (Değnek) kullanılır . Değneği at üzerindeki oyuncu rakip oyuncuya atar . Değneğin diğer at üzerindeki rakip oyuncuya değmesi , rakip oyuncu tarafından tutulması , rakip oyuncunun arkadaşlarının değneği atan oyuncuya hamle yapması , ata kasten vurulması , ciritçinin atına haşin davranması belirli puanlamayı gerektirir , sonunda en çok puanı alan takım oyunu kazanır .